Tuesday, November 24, 2009

Kışın sokaklar. Nefret edilen şapkalar. Arada gülen pozlar.


Kitap en iyi tost günlerinden bugünlere...







İlk kitabı kumaştandı. Yedi, Bunlar kağıttan. Yine yiyor ama artık resimlerine bakıp aauuu gibi sesler çıkarıyor. Hatta Behic Ak'in Miyop Ejderha hikayesini sanki anlar gibi gülüyor. Ama samimiyetsiz bir gülüş. Hani annem okuyor ayıp olmasın gibi bir gülüş...

Ayaklanma.






Bir sonrası dengede ayakta durma. Sonra yurume. Birden tuhaf geldi. Ayaklanma-Yuruyus falan. Ne kadar insani şeylermiş ama büyüyünce yapıldığında eylem özelliği taşır olmuş. Şimdi fark ettim. Neyse geçer bu hallerim bi ara. Kaygılanmayın, uykusuzluktandır.

Saturday, November 7, 2009

Krep aşkına!






Cumartesi sabahlarından birinde. Annem krep yapar. Yeterince soğuttuktan sonra krepleri Can'ın önüne koyar. Annem aslında birazdan olacakları biliyordur ama ben şuursuzumdur. Ve çocuğun kreple imtihanı başlar. Sonunda birinin ortasında delik açıp yer tabi.

Thursday, November 5, 2009

neden?

neden uyuturken pış pış deriz? şıpşıp su sesi... o zaman banyo yaparken niye bıcı bıcı diyoruz? cıııs ne peki? elektrik mi çarpıyor her tehlikeli yerden? ham'a ne demeli? yerken şapırt olsa belki. ağzı açıp kapama sesi de ham değil ki... tıpış tıpış yürümek? o da yalınayak yere basan çocuk ayağı sesi desen yalınayak mı bastırıyoruz yaz kış? efektlerin nerdeyse tamamı yalan. sonra masalsı biraz da. bir özensizlik hissettim şu anda. daha gerçekçi olmalı. cotonk diye anlatılmalı bunlar insan yavrusuna. kapı da şıngır mıngır açılmaz ayrıca. aklıma gelmişken yani. yarın krep fotoları koyucam buraya. koyarken bile çok eğlenicem.