Tuesday, May 25, 2010

kızlar ona 'hayır' demeyin! :)






Bu görüntülerin 3 dakka öncesini yazmam gerek. 5 yaşında ikiz sarışın kızlar. Çiçekli sandaletler alıp üstlerine en fashion tv halleriyle elbise ve çanta seçiyorlardı. Can ikisinin yanına gidip her bi yerlerine dokundu. Ayakkabı denerken eğilip ayaklarına bile kapandı. Ayyyyy die hayranlık nidaları attı. Saçlarına boyu yetmedi ama kızlar her eğildiklerinde boyunlarına atladı. Kızlar ise pop star edasıyla öpülmeye hayır demediler. Ama oğlumun suratına bile bakmadılar. Biri galiba laf arasında 'bebek' dedi. O kadar. Canım oğlum bi onbeş dakka hayranlık sesleri çıkarıp öpücükler vererek yetmedi karşılarına geçip dans figürleri attırarak onları etkilemeye çalıştı. Sonunda kızlar alışverişlerini bitirdiler Can onları mağazadan uğurladı. Kızlardan biri 'ay hala arkamızda' dedi. Can ise anlamamanın verdiği huzurla kendine giysi seçti.

Su hortumu da gerek bana!


Öyle bi hortum ki, kıl gibi su akıtsın. Hatta ben uzaktan şşşş diyince onu bile akıtmasın. Durdurulamaz durumdayız.

gerçekçi duran ve boyuna göre bir fırça bulmam gerek.






Yoksa bunun uzun sopası yüzünden dengesi şaşıp yere yapışıyor. Ya da sopayı kafaya geçirip duruyor.

Saturday, May 22, 2010

Pamuk helva.

Dün neydi günlerden... Cuma.
Öğle uykusuna daldın. Sonra bişi oldu. Belki o arkalardan gelmeye çalışan diş çıkarken ısırdı seni. Fırt diye açtın gözlerini. Sanki okula gecikmiş çocuklar gibi, uyumuyormuş gibi davranıp ayaklandın yatağında. Kucağıma aldım seni. Omzuma koyup başını o an uyudun. Sonra bişi fark ettim. Küçükken yediğim pamuk helvalar gibi kokuyordun. Tam onların kokusundaydın. O pamuk helvanın yanmış pembe şeker kokusundan. Nerden geldi bu koku sana daha hiç yemeden... O kokuyla dalmışım uykuya onbeş dakka şekerlemeye. Daha güzel ne olabilir die düşünürken...

Friday, May 14, 2010

Çamaşır askısından çadır.






Hadi çadır oldu kuruyan çarşafın altında. O çamaşır telinin merdiven oluşunu ne yapacağız? Basamak basamak tırmanılan. Akrobatik falan. Anneler Günü fotosu şimdi daha bende yok. Ama bi dip not Anneler Günü'nden bi hafta önce annne dedi evlatçım. Ama nnnn'lere basarak. Böyle yut beni dedirtircesine. Sonra işi ilerletti. Gece yatağından beni annnee dierek çağırmaya başladı. Uçarak gidiyorum valla ama yok ikinci tatli annne tuzağına düşüp yatağıma taşımıyorum. Süt içip unutuyo zaten.

Mandalım ol.




Mandal ne buluş ama. Böyle zamanlarda basit şeylere hayranlık duyuyorum. Mandal bayağı iyi bi buluş işlevsel bi tasarım kendisi. Can ile hayranız mandala. Balkonda ıslak çamaşırları mıncırmaya çekiştirip toplamaya da Can hayran. Usta bi çamaşır toplayıcı olduğunu görüyorsunuz fotoda.

Bizim evden kavak kaç dakka?




Hemen söyliim. Haftaiçi öğle vakti on dakka. Hoop Telli Baba'ya selam çak. Yedigün Restoran'a çök. Taze ne balık varsa ye. Deniz kıyısında Can ile kedi köpek kovala. Denize düşerse karışma. Karışmam bak de...

Sevgili kucaklar...





alper ile serra minnoş kucağı. şeyda ile kenan'a gidince şeyda konfor ve aç doyuran kucağı. (her daim enfes sofralarıyla şeyda şaşurtucu) can öyle bi o kucakta bi bu...