Tuesday, June 22, 2010

Banu-Batu ve karpuz suyu...





Banuyla Batu süper insanlar. Pastel boyayla araba çizebiliyorlar. Ben en çok güneş çizebiliyorum. Bi de ilgisiz ama ben karpuz rendeledim suyunu içirmek için Can'a. Bayağı karpuzun %80'ni sudan oluşuyormuş. Şaştım kaldım. Etkilendim. Yıllar önce ilk kez domates rendelemiştim ondan da bayağı su çıkmıştı. Ve Can karpuz suyunu çok sevdi. Böyleyken böyle.

Monday, June 21, 2010

Respect to Alper!




Alper Cem'den deneyimli. Bebek nasıl tutulur falan. Hatta bana en sağlam aklı verenlerden. Hamileyken şöyle bi laf etmiştim.
Aaa çocuğa ipleri kaptırmam ben. Hahahaha! Alper de bana öyle bişi yok. Koşulsuz iktidar onun demişti. Respect.

'Birak yorulsun gece pestil gibi uyur'





Bayılıyorum bir türlü gerçek olmayan bu teorilere. Piknikimsiden çıkıp Serhan'a gidiş. Salıncağa biniş deli gibi koşturuş eve gelirken arabada oturduğu yerde dans ve uykunun adının bile anılmaması. Ta ki dokuz buçuklara falan hatta on muydu ne?

Can kalabalığa karışınca...





Kimileri biliyor. Can'ın yaşıtlarına karşı öpme sarılma kucaklama arzusu sonsuz. Gözüne sokacak gibi elini uzatıp hiç göz deşmeden okşamaları falan tamam. Ben bi deney yaptım ve Can'ı kendinden en az 2 buçuk yaş büyüklerle bir piknikimsiye götürdüm. Annemin okulundaki çocuklarla. Onlar için Can 'aaa bebek', Can için onlar bayağı arkadaş. Aralarında Can'ı hemen benimsemeyip bi tane geçirip biraz yolmaya çalışanlar oldu. Engelledim tabi ama Can bu durumda sevgi kelebeği durumu bırakıp kendini savunmaya geçti. İlginç bir deneyimdi. Saç falan çekmeyi içgüdüsel olarak öğrendi. Kaş çatık foto durumu anlatıyor.

Thursday, June 17, 2010

Cümbür cemaat






Haluk evi. Dünya da vardı herkes de vardı. Dünya konuşuyor. İstediğini anlatıyor. Resim yapıyor. Çağ atlamış. Can Dünya'nın kalemlerini alıp bişiler çiziktirdi, ona sarılıp öpmek istedi. Hatta Haluk'un şapşal güvercinlerini (cansız taştan yapılmış) bile öptü. Bişiler bişiler. Şunu fark ettim. Bu bloglar çocuk şu kadarken emekledi. Bu kadarken yürüdü. Bu kadarken çiş dedi. Sonra falan falan olarak kullanılıyor galiba. Ben hiç yazmadım öyle şeyler. Milestone olayları. Artık fotoya bakıp tarihinden çıkarırsın oğlum o kadar hazır lop olma.

Anne! Çömeldim sana bakıorum.


Evet gördüm. Mardin çömüşü olmuş o. Dur madem bi fotonu çekeyim. Şlok.

Monday, June 14, 2010

Elmo 'baba' yanındaki kız 'anne'!


Elmo hep baba, yanındaki karakter kimse artık sarışın kız ya da yaprak kız falan o da anne... Saygınlığımız bu kadar kendisinin nezdinde... (Kamer'in kimi Elmo halleri var da ben arada mı kaynıyorum ne?)

Gündem: Serhan ile Can'ın Kathrin hayranlığı :)





Kathrin'in konuştuğu her dili anlıyor. Ben ibiş gibi hallerine bakıyorum. Ama Kathrin'inki çocuk dili galiba...

Zorla giydirdim. Pişman diilim :)



Sunday, June 13, 2010

bahçeevaaan!






tırmığa tırtıl diyen bir bahçevan! zeki müren'in bahçevan şarkısını getiren aklıma.

Sunday, June 6, 2010

Uyuma 'pozları'



Bi pozcu sanki. Elini yanağa koymalar falan. Burdan kendi kendine uyur sonucu bile çıkar. Yorgunluktan bi iki kere bayılma durumunu saymazsak gece uykusuna henüz kendi daldığı görülmedi. O elin yerinde olmak pofuk ekmek yanağını şeetmek isterdim tabi ayrı..

Kombin Can.





Giysilerini kendi seçmeye, yiyecekleri ağzına kendi tıkmaya (yemek yemeye başladı denemez pek o tıkma haline) başladı Can.
Giyecek olayı bi konformuş kendim giydirmeye üşenip üstü kaval altı şişhane yapınca Can seçti der sıyrılırım. Çilekli pijama altıyla çizgili tshirt kombini gibi. Vay be kombin lafını da hayatta cümle içinde geçirdim peeh!

Don't be shy canım!




Naomi onun en zorlu günnerini bilen bi dosttur. Aralarında en bebeklikten gelen tatlı haller Can'ın ona utangaçlık tripleriyle kur yapmasıyla yeni bir boyut kazanır. Naomi ise Can'dan tavşan kelimesini ve eşegin aii dediğini Türkçe olarak öğrenmiştir.