Saturday, June 18, 2011

Tatil arasına 2 ofis karesi alalım. Tatilin devamı gelecek.




Ofisten geldigimde ya da o gun dışardaysam ve bi 5 saati falan geçtiyse ayrılığımız eve girer girmez bana sarılıyor. Nerden geldin, ofisten mi? dior. Ofisin bizi ayırdığını fark etti çoktan. Ofise geldiğindeyse beni işten güçten ayırması da an meselesi tabi.

Wednesday, June 15, 2011

Tek kale maç.




Serhan büyürken günlük anıları 'tek kale maç' üzerinden olurdu. Tek kale maç yapalım mı abla? Bugün tek kale maç yaptık şöyle bi taktım doksana... Serhan'ın çocuk olması an meselesi. Can meselesi... Bi anda terlikleri kuma gömüp 'tek kale' egemenliğini kuruo, Can'ı da karşısına koyuo şutları bekliyo. Kathrin ise süper katılımcı ruhuyla şutlardan kaleciliğe her yola gelio. Ben de o sırada bisikletin kilidini açıp şöyle bi sahil turuna çıkıyorum. Peh be. Keyfe bak. Yazarken bile özendim. Hemen yine gidelim.
Gitmekle geçsin günlerimiz. Gitmeler en güzeli.

Sunday, June 12, 2011

Taşsever ayaklar.


Bezelyelerinin suyu çıktı ama fark etmez. Hiç acımadı ayakları taşların üzerindeyken. Denize bile pıtır pıtır taşlardan yürüyerek gitti.
Yoksa ben şişkoyum die mi ayaklarım o kadar acıdı. Yazan: Fizik kuralı peşinde biri :)

Serhan'lı bi de Hande'li Can.





Serus tatile bizimle geldiğinde harika oluo. Hep gelsin hep gelsin. Oley Serusum oley. Kumla oynarkenki karedeki bacaklarının açıları bile aynı bu arada.

Friday, June 10, 2011

İlk kez ağaca çıkmak. Hem de limona.







Benim ilk çıktığım/çıkarıldığım ağaç duttu. Uzun bi süre inmediğimi hatırlıyorum. Daha büyüktüm Can'a göre. Oturup dut yemiştim kırk saat. Sonra indiğimde ishaldim. Can çok mutlu limonun tepesinde. Biliyomuş gibi yazmayayım. Ben bu foto çekilirken şofur şofur yüzüodum. Kamer ise Can'a Çıralı doğasında bilumum denemeler yapıodu. Ne denizdi ama. Ne limon ağacıydı. Ne portakallardı. Uff.