Wednesday, January 9, 2013

Öyle çoğaldık ki senle. Şimdi 4 oldun!

10 Ocak. Bugünün saat 13:20'sini bekliyorum. Şimdi gece...

Seni tanıdığıma, hayatıma girdiğine öyle tarifsiz bir hayranlık, mutlulukla bakıyorum ki bilemezsin. Bencilliğimi çoğalttın. Artık iki kişilik bencilim. Sınırlarımı öğrettin. Meğerse nerelere kadar da gidiyormuş yollarım. Sabrımla tanıştırdın. Kendimi sabırlı sanarken üstelik. İçime ektiğin mutluluk, bir gülüşle bir soruyla bir okşamanla ya da beni avutmanla öyle hızla boy atıyor ki, bilemezsin... Beni anne yaptın. Bana neler ekliyor bunu tahmin bile edemezsin. Yeterlilik konusunda veremediğim sınavlarla, küçük bir kız gibi yastıklara kapanıp ağlamalarımla, başa çıkamadığım özleminle beni bir yolculuğu çıkardın. 2009'dan bugüne, bugünden de yıllar yılı sürmesini istediğim harika bir yolculuğa..
Nerden geldiğini bilmiorum. Gözlerimin önünde, ellerimde büyüsen de bilmiyorum. Bu karakter ve bu insan benim değil ama şimdi benimle diye derin bir mutluluk ve huzur duyuyorum. Aramıza geldiğin için çok mutluyum can oğlum. İyi ki varsın, iyi ki yavrumsun. Biz seni öyle çok seviyoruz ki. Öyle çok...





Karmaşık karla karışık :)

Şimdi hayat biraz daha tahmin ettiğim rutine oturdu. Okul sonra ev sonra gidilecek kimi yerler. Kimi zaman evde hareketli günler. Aralara hastalıklar da giriyor tabi. Durun onu yazmadıysam başka bir ara yazıım. Antibiotik almasın die direnip sonunda iğnelik noktaya gelişimiz vs. Bir gün çiçek ekmek izin seraya gidiş. Sonra parktaki pozlar. Ve sonra evden çıkmadan giyinince verilen pozlar. Şu kolları bağlamayı kesin okulda öğrendi diye düşünüyorum. O kurumsallığa malesef dayanamıyorum. Kar ile haşır neşir oluş. Geçen sene kardanadam peşinde koşan yavrunun bu sene direkt kar topuyla saldırır hale gelmesi...








Okulla hayat başka bi alem!

Ben aslında yeniden okula başlamış gibi hissediorum kendimi. İyi anlamda... Böyle okul paniği ve kaygısı anlamında diil. Biri bana görevler versin. Ben onları çok ender de olsa unutarak yapıım. Ne biliim okulda bir aktivite olsun koşarak gidelim falan. İyi bence. Can da fena sayılmaz. Benden daha az motive ama olsun. Neden okul bu kadar uzun? Öğlen yemeğinden sonra gelsem n'olur? Neden bazı kurallar var? Bugün vedalaşırken yeni bir dans buldum onu yapalım ama biraz daha uzun kalman gerekecek gibi cümlelerle meseleye bakışını ortaya koyuyor. Okulda hayvanlar işlenirken Can ejderha olmak istedi. Mor bir kostüm bulunca onayladım. Bu kardanadamı da Kamer ve ben ve Can okul toplantısında birlikte yaptık. İçi pirinçle dolu. Süper yetenekli hissettim kendimi.





harika bir anlatıcı! konu starwars ise...


Kitaplar hangi dilde yazılı olursa olsun TR olarak kelimelerin üzerinde parmak üzerinde tek tek ilerleyerek okunur. Zevki de böyle çıkar zaten. Okumayı çok iyi bildiğini düşünen yavrucak inatla kelimelerin birer cümle olduğunu düşündüğü için sayfaları son derece ağır geçeriz. Olsun harika bir anlatıcı kendisi. Dinleriz...