Sunday, August 21, 2011

Neler oluyor neler?






Bu yaz insana rehavet getiriyor orası kesin. Ama bi de benim telden mail atilmio. Bende biriken fotolar bloga ulasamio. Derken blog beklio bizi. Biraz özetler: Can ilk tatilimizda Haziran başı Çıralı'da bez olayını kaldırdı attı. Biraz bekledim yazmak için. Nasıl gider kestiremedim. Ama o gün bugündür konu kapandı. Bez hayatımızdan çıktı. Mama meselesi zaten yoktu. Marketlerdeki bebek malları olan koridora sadece ıslak mendil için uğrar olduk. Enfes bi his. Bir meme/emzik konumuz kaldı. Onla ilgili tabi ki zaman çoktan geçti ve bırakılmalıydı. Ama yavru çok zor uyur bi insan olduğu için ve meme bağımlısı olmadığı için uyumalar hariç bir ay falan veriorum bu meseleye de... Can tabi konuşabilme durumundan konuşup dertleşmeye hatta konuşulanları yetiştirmeye bile başladı. Hatta konuşulmayanları ve ima edilenleri bile kendince deşifre edip ilgili kişilere ulaştırıyor ki, şaşkınlık içindeyim.
Küçük notlar alacağım ki sonra hatırlamak isterim:
Haluk ve pianist kız arasındaki diyaloga dair açıklama.
İş değiştirmek isteyen birine deklarasyon.
İnsanları sevip sevemediğine dair açıklamalar.
Serhan'ın Gonzo'suna pozlar ve sahiplenmeler...
Flo Cafe ve logosu...
Bütün bunlar dışında bu benim ve bunu alabilir miyim ya da benimle gelmek ister misin kalıpları hayatımıza girdi. Sevdikleri onunla gelsin. Sevdiklerini alabilir mi, insan ya da obje... Güzel gelen her şey onun.
Çok konuşan o kadar konuşan ki benim konuşmama tahammül edemeyen bir tip oldu çıktı. Kendi monologları arasında ben biriyle sohbet ediyorsam susmam şart oluyor gibi.. Daha çok yazmalıyım biliorum...

No comments: