Wednesday, June 20, 2012

aslında ben o sırada bir rüyadaydım!


Sanki biraz daha cesaretlendik. Arabayla gittiğimiz yolları uzattık. Feribotu falan da ekledik. Thassos'a gittik. Az zamanımız vardı. Yol bu zaman için uzundu yoksa çok da bişi diil. Her sene tatile çıkmadan önce bir performans merakına düşüyorum. Ve Can'ın performansı ilk tatilde ortaya çıkıyor. Bu da o tatildi işte. Son zamanlarda inatçı keçi hikayesini günde bikaç kez anıyoruz çünkü. Kendi istediği saçma ve anlamsız da olsa kesinlikle tutturduğu şeyleri yapmak için sınırları zorluyor. İlk tatil performansı test etmek için iyiydi. Genel hatlarıyla fena gitmiyor derken birden kelebeklerin ve arıların ve sineklerin korkulabilecek şeyler olduğunu düşünmeye başladı. Hele bir gün kelebek sayısı artmışken çığlıklar atmaya başlayınca... Zorlandık. Hiç durmadan bağırmaya başladığı yer kahvaltı ettiğimiz bir yerdi. Ve Alman turist amca Can'a dönüp sesini yükselterek bağırdı. Çocukların bağırarak terbiye edildiğini düşünen dünyanın her yerinden her yaştan insan olduğunu biliyordum ama buna maruz kalmak fenaydı. Ben de tabi ki onnara fena insanlar olduklarını hissettirecek tepkiyi koymadan edemedim. Sonra otele dönüp Can'a neden öyle çılgınlar gibi bağırdığını sorduğumda aldığımız yanıt ilginçti. Çok sakin bir şekilde şöyle dedi: Ama bazen insanlar böyle olabilir. Ve aslında ben o zaman bir rüya görüyordum. Sadece rüyadan uyanabilmek için beğırdım.

No comments: