Saturday, March 30, 2013

Lemon Tree...

Nasıl döndüğün önemli. Ne kadar beklettiğin/beklediğin diil :)
Şu anda ikimizde yazı yazıoruz anne. Sen bilgisayarla ben kalemle. İnci gibi (gerçekten öyle) bir el yazısıyla satırlara da sadık kalarak arada tanıdık harfler olmakla birlikte tamamen hiyeroglif bir şekilde sabırla yazıyoruz. Bugün bütün bir günün her dakikasını birlikte geçirmekten nasıl mutluyuz ikimiz de. Her zaman böyle olmuyor. Bazen onun istedikleri olmuyor die deliriyor. Bazen de ben kafamın tepesine çıktı ve benim alanıma sıfır saygı diye sinir olabiliyorum. Ama bugün -aslında bir süredir böyle-  (tek sır ikimizin başbaşa kalması) sabah kahvaltı ve sonra dondurma faslı. Sonra park sonra ilk kez aylar sonra arabada uyuyakaldı. Mini bir öğle uykusu... Kendi yaptığı dev bir market alışverişi. 2 adet taze fasulye 1 patlıcan 4 demet maydonoz ve 10 tane mantar gibi şeyler...
Bugün bana bazı gerçekleri açıkladı. Şimdi bizim odada oturmuş ikimiz de yazı yazıyoruz. Bundan tam 15 dakka önce sen beni seviyorsun ya aslında ben de kendimi seviyorum. Beğeniyorum kendimi... dedi. Sonra gözlerimde enfeksiyon olduğu için damlalarımı kendi elleriyle sıktı ve sonra ben senin doktorun da olabilirim sana bakabilirim dedi. Sen yeter ki cesur ol. Gözlerini kapatma diye ekledi.
Ve son zamanların en sevilen şarkısı da bizim şu anımıza eşlik ediyordu... Lemon Tree.

No comments: