Friday, September 24, 2010

Ela ile neydik ne olduk?




Biraz tuhaf bu büyüme işleri. Geçen sene daha ayakta bile duramıyorken şimdi Ela'yı her boş yakaladığında sıkıştırıp öpmek. Sarılmak istemek. Sarılıp bırakmamak. İlaaa die arkasından seslenmek. Neydin ne oldun oğlum. Bu hızına nasıl yetişirim.
Ela da nasıl ağır ve nasıl güzel bir nazda. Bütün akşam Can ebe idi sanki Ela'nın peşinde. Yorgun düştü sabah Ela'nın unuttuğu hamur aksesuarlarına bakıp İla'yı andı...

No comments: